30 Mayıs 2017 Salı

cinnet çiçeği _ I



beni orada,
bir ağacın gölgesinde unutun.

kaç yaz?
desen şimdi,
mevsimler dudaklarımda çürür
karadut yemişim gibi.

desen ki
ellerinden tanırdın
sen insanları!
“El” oldular derim,
dillerim sürtüşür.

ağacın gölgesinde gördüm
gölgemi.
parmaklarımla ovuşturdum,
ecinni ninnileri döküldü.
kaç dilektir
bir kelebek,
sayamadım,
karıp karışıp,
kırıştı
bileklerimde.
desen,
Leyla’ları sayardın ama…
gördüm
karanlık suretinde
çizgisini
yüzümün,
damarına
kan oturmuş.
moru mor
Al’ından
çocuklar ölür.
Al’ından
alnıma dökülür
yasaksız elmaların
düşü…
beni orada,
bir ağacın gölgesinde unutun.
kaç yaz
desen…
şu zamanın tınısı
çığlık olduğunda,
yeşili anımsadığımızda
sonra,
çemberinde yanan
her adımı
ateşin üzerinden
atladığımızda,
ve
uyanırsa
doğa…
kaç günahtır
bir dilek,
sayamadım.
kırışan Leyla!lardan
suretimizde
yüzümüz al,
bakabildiğimizde
ninnilerimize…
sayamadım.
dudaklarımdan uçuşturur
parmaklarımdan kovuştururum
moru
da,
anneler yeniden
doğar.
desen
denizi
unuttun mu
beklediğin sonsuz uyku
seni oraya gömelim
-          di
hani?
boyumu aşana
dalaşmayı,
dersin
unuttun mu?
dut ağacında,
ak olanında…
benizleri yelpaze olsa da,
solmuş olana dek
aynı bahçeye dalmıştır
her çocuğun
dudakları!
ovuşturdum.
karanfil kokusuna
karışan kirazlar
döküldü
kelebek konmuş
bileklerime!
ama
unutulmak istediğini,
unuttun,
ne çabuk,
desen…
dilim sürçer
yegân
olurum.

                                                                                                                  31.05.2017_ Nijmegen