10 Ocak 2013 Perşembe

...



en son ne zaman böyle yürümüştük?
çok oldu,
çocuktum bir vakitler...
ben yaşlarda sen...

omzumuzda ağır yumru kaygısından,
sırtı pek hayattan dem vurdun,
ben de son sarılışımdan,
unuttuklarımdan...
"ben... hep olmayacağım" dedin,
elini tuttum,
hatırlarım diye...
elimin çizgileri kırıldı...
büyüdüm o an,
o an vakitlerden bir vakitti
elbet,
ayazında dondum, kösteği kırılasıcanın...

sen
elası yeşile çalan,
ben kara zembil gözlerimizi
hiç bir dağa kaçıramadık,
yanıp,
bitip,
kül olamadı
saklı yaşında,
bir kadının
yasında...

biz...
yürüdük,
unuttuğumuzca...

***

şimdi,
hiç büyümediğim sümüklü
yakamdan:
"hep olacaksın!... gidemezsin! henüz değil!",
evet,
hala şairlerden korkuyorum,
iyi değil,
güzel yalan söylüyorlar!
ama ve hala,
korktuğum şiirleri
sen öğrettin,
sen
okudun en güzel!...
bir kadının,
o kadın ki,
o fotoğraftaki o bakışında
kalmış zaten sende,
ölümün canı cehenneme!...
bir kadının, yasında...

                                                                               ankara / ocak 2013/ babam'a...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder