22 Aralık 2012 Cumartesi

odun!



ne sandın?
ayağımda takunyalar
adını seslenip de
yığılacağımı mı eşiklere?
başını çevirsen
o seslenişlerle dolusun!...

ama değil bende o...
odunu kırmak zordur,
çırayı kolaydır...
ama çıra daha çabuk tutuşur,
kaynağıdır büyük ateşin...
odun közlenir,
çıra çoktan yanıp kül olmuşken...
ama,
tutuşmamışsa ateş,
harlanmamışsa
yan gelip yatan odunun
hükmü yoktur!...



* hala kırılabildiğimdendir belki varlığımla işgal edişim şu mekanı... seslenişim, karşı çıkışım, vulgar bir bağırış ve bilgidense, etim acısın!.. bir anlamı vardır bunun, yaşadığını hissedersin!... / ama çocukluktan beri sevmediğim, saklandığında seni sobelemeyi duvara değil de sırtına ağırlığınca vurmak sanan donuk zaferlerdir!... anlamsız!....bkz. ve kaçınız en hızlı adımlarla!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder