14 Aralık 2012 Cuma

sıkıl_gan: 1


eTekLiĞi sIkIlAn kIz: I

" Uzunca bir süre kendine sığınaklar kurup yıktın: düzen ya da eylemsizlik, başıboş sürüklenme ya da uyku, geceleyin devriye gezmeler, yansız anla, gölgelerin ve ışıkların kaçışı. Daha uzun bir süre kendine yalan söylemeyi, kendi oyununa gelmeyi sürdürebilirsin belki. ama oyun bitti, büyük şenlik, ertelenmiş yaşamın yalancı sarhoşluğu bitti." ... / G.Perec/ Uyuyan Adam


Sol elimi, sağ elimin üzerine koyup bekledim. Dilimce uzananları damağım kuruyarak hatırlamaya, dimağımın  çevirmeye yorulduğunu duymaya çalıştım. En kalınından bir acı belirdi, yanık ve sıcak!... Fark etmemişliğin mahcubiyeti, sağ elimin orta parmağının iç bükeyinden en derin sitemini sunuyordu. Çevirdim sol elimle, sağ elimin yüzeyini. Bir avuç-içi belirdi...Üzerine, anlamı teleolojik kınalar yakılan çizgilere baktım. Kesişen çizgilerin ömrü nasıl biçilir bilmem ama, insan en çok avuç-içinden mi kırışır? Sakladığı, yumduğu, sımsıkı sıktığı dişine eş, tebrik ederken yüz yüze çarpıştırdığı, kuruduğu, ovaladığı, nefesini savurduğu, işlediği, nasır bağladığı...
Bir yarık.. Sol baş ve işaret parmağımla, acısını anlamak için araladığım kesik... Ne zaman olmuştu bu? Sitemi, hayretinde donakaldı: iki kesik arasına oturan kan!..

" Ağacın damarını bulmak için (marangoz değilsek) bir çivi çakıp iyi gömülüp gömülmediğine bakmak gerekir." / R. Barthes/ Bir Aşk Söyleminden Parçalar (Winnicot)


Aynı adın kulaklarımı tokatladığı acı bir tatta, beklenen tatlı bir avuntunun gıdıklayışı.. Sokaklar tenha, arka cepheler kollanır, hesaplar yapıla-durulurken, kaşlarımın çatık düşüklüğünde sığındığım çatının altında beliriveren o güzel kadının sesi: "sıkıldım!.. aynının tekrarında her şey çok sıkıcı!"... Sonra bahçeliği kalmayan beton yığını bir avluda, bir adamın bir adamdan ayrılışından geriye kaldığınca kendini anlatışı!... Ayrılığa dair cümleler bile ayak-üstü, kulaktan kulağa aynı fasıl: " Bir bilsen ama... Yok öyle değil... Ben onu başka sevdim, seveceğim de!.. Ama kararımı verdim..."

" Dünya benzerlikten değil de farktan hareketle incelendiğinde, gerçekleştirildiğinde ve yaşandığında nasıl bir yer olur?" / Alain Badio/ Aşka Övgü


Sol elimi sağ elimin üzerine koydum. Sen tokalaşırken, o sitem avucunda kaldı...

" Söz, bilincin hallerinde ortaya çıkan imgenin bir üretimi ya da vücudun sinir mekanizmasının işleyişinin sonucu olsaydı eğer, üçüncü tekil şahıs diliyle ifade edilen bir fenomenler dolanımı içinde kaybolup giderdi." /M.Ponty 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder